Hepatit B, karaciğeri etkileyen hafif bir rahatsızlıktan yaşam boyu sürecek olan siroz ve karaciğer kanserine kadar gidebilecek olan bir karaciğer hastalığına neden olan bir virüs ve hastalığın adıdır. Akut ya da kronik gelişme gösterebilir. Virüsün bulaşmasıyla enfeksiyon meydana gelir. Bu enfeksiyonun altı aydan fazla devam etmesi rahatsızlığı kronikleştirir.
Kronikleşme enfeksiyonun oluştuğu yaşla alakalı bir durumdur. Yaşın artmasıyla kronikleşme azalmaktadır. Yani bebeklik çağında çok yüksek olan kronikleşme oranı, yaşın büyümesiyle azalmaktadır. Bundan korunmanın en iyi yolu aşılama yaptırmak olacaktır. Virüsün karaciğere yerleşmesiyle, karaciğerin tahribi söz konusu olur.
Hepatit B nasıl bulaşır?
Virüs semen, kan, vajina sıvısı ya da diğer vücut sıvılarıyla bulaşma özelliğine sahiptir. Aynı tabaktan yemek yemekten, aynı bardaktan su içmekten, öksürmekten, tokalaşmaktan, sarılmaktan, aynı tuvaleti kullanmaktan, aynı havuza girmekten hastalığın bulaşması söz konusu değildir. Kişilerin aşağıdaki aktiviteleri yapmasıyla, kişiden kişiye bulaşmaktadır.
- Doğum yoluyla anneden bebeğine geçer.
- Partnerin virüslü olması nedeniyle, cinsel temasla bulaşır.
- Diş fırçası, tıraş bıçağı gibi kişisel eşyaların ortak kullanılması ile bulaşır.
- Enjektörlerin ortak kullanılması yoluyla bulaşır.
- Hastalıklı kişideki açık yaralardan temas yoluyla bulaşır.
- Kesici aletlerle olan yaralanmalarda, kan ile temas etmekle bulaşır.
Hepatit B belirtileri nelerdir?
Ülkemizde her on kişiden birinde gözlemlenen virüs, çoğunlukla belirti vermeden ilerleme gösterir. Normal tetkikler sırasında tespit edilen virüsün kuluçka süresi yaklaşık olarak 2-6 ay arasında değişmektedir. En sık rastlanan belirtiler şunlardır;
- Aşırı derecede halsizlik, yorgunluk ve ateş
- Nedensiz iştahsızlık
- Karın ağrısı, bulantı ve kusma
- İdrar renginde koyulaşma
- Göz ve ciltte sararma
- Eklem ağrıları
- Karaciğer bölümünde hassasiyet
Hepatit B virüsü bulaştıktan sonra yaşananlar nedir?
- Kişinin güçlü bir bağışıklık sistemi varsa, vücudunda antikor adı verilen koruyucu maddeler üretilir. Kişi böylece doğal yollardan aşılanmış olur. Bu etki yaşam boyu devam eder.
- Antikorların yeterli seviyeye ulaşamaması nedeniyle kişi taşıyıcı olarak yaşamına devam eder. Kendisi hasta olmamakla birlikte, başkalarına hastalığı bulaştırır. Bu şekilde gizli taşıyıcıların sayısı oldukça fazladır. Taşıyıcı kişiler karaciğer kanseri açısından oldukça risklidir. Ayrıca organ hasarı olduğundan, karaciğer yetmezliği çekebilirler.
- Bazı kişilerde antikorlar oluşmadığından, virüs vücudu etkisi altına alır. Karaciğerin fonksiyonları bozulur, enzimler yükselir ve karaciğer yetmezliğine kadar gidecek bir süreç başlar. Hastalık uzun yıllar devam ederek, karaciğer kanserine kadar gidebilir. Hastada geri dönüşü olmayan karaciğer hasarı gelişir.
Hepatit B açısından risk grubunda olanlar kimdir?
- Virüsü taşıyan anneden doğmuş olan çocuklar
- Aynı evde yaşayan taşıyıcı veya hasta kişinin olması halinde, diğer kişiler
- Eşcinsel olanlar
- Kan ve kan ürünü kullanan kişiler
- Hemodiyaliz hastası olan kişiler
- Damar içi ilaç bağımlısı olan kişiler
- Sağlık personelleri
- Okul, kreş gibi toplu yaşam yerlerinde bulunan kişiler hastalık açısından riskli olanlardır.
Hepatit B tedavisi nasıl yapılır?
Akut hastalar çoğunlukla yatak istirahati, sıvı beslenme şekli uygulamasıyla tedavi edilmektedir. Kronik hastalar ise mutlaka doktor gözetiminde tedavi edilmelidir. Bazı hastaların tedavi edilmesine gerek duyulmamaktadır. Tedavi için uygun ilaçlar bulunmaktadır. Bu şekilde hastalık kontrol altına alınarak, organ hasarı, karaciğer kanseri gibi etkilerin oluşması engellenmektedir. Virüs bu şekilde kontrol edilse bile, vücuttan tamamen yok edilememektedir. Hastaların alkolden kaçınması, karaciğere zararı olabilecek bitkisel ürünleri kullanmaması gerekir.
Hepatit B korunma yolları nedir?
Virüs vücuda girmediyse, en etkili korunma yolu aşılanmadır. Aşının %90-95 koruyucu etkisi bulunmaktadır. Eğer antikor seviyesi yeterli olursa bu koruyuculuk %100 oranına ulaşır. Taşıyıcı ve aktif hasta olan kişilere aşılama yapılmamaktadır. Aşılama üç doz halinde uygulanmaktadır. İlk dozun yapılmasından bir ay sonra ikinci doz yapılır. Beş ay sonra da üçüncü doz aşı yapılarak korunma sağlanır. Hızlı bir şekilde hareket edilmek durumunda kalınırsa, birer ay arayla 3 doz aşı yapılarak, 12. Ayda tekrar 4. Doz aşı uygulaması yapılır. Aşı sonrasında bölgede kızarıklık, şişlik, ağrı gibi semptomlar görülebilir. Bunlar hastalığın yanında önemsiz riskler olarak kabul edilir.