{ "title": "Hepatit B Tedavisi", "image": "https://www.hepatitb.gen.tr/images/hepatit-b-tedavisi.jpg", "date": "21.01.2024 00:21:14", "author": "Akın Can", "article": [ { "article": "AKUT HEPATİT B ENFEKSİYON TEDAVİSİ

Hepatit B enfeksiyonuna ilk kez yakalanıldığında genellikle bir tedaviye ihtiyaç duyulmaz. Birçok kişi genç yaştayken bu enfeksiyona yakalanır ve kendileri ya da aileleri enfeksiyona yakalandıklarının farkında bile olmayabilirler. Tabi ki eğer mümkünse enfeksiyonun erken yaşlarda teşhis ve tedavisi kronik enfeksiyona yakalanma riskini azaltacağından dolayı oldukça önemlidir.

Gerçekleşmesi halinde, akut hepatit B enfeksiyonunun anlaşılması zordur. Enfeksiyon belirtileri, ateş, yorgunluk, kas ağrıları, bulantı ve iştah kaybı gibi grip anında da görülebilecek belirtilerdir. Akut hepatit b olan genç ve yetişkinlerin yarısına yakını birkaç gün ya da birkaç hafta süreyle sarılık geçirebilir. Akut hepatit b olan bebek ve çocuklarda ise sarılık hastalığına yakalanma ihtimali oldukça azdır. Akut hepatit b, çok nadir de olsa tıbbi destek gerektiren, yaşamı tehdit edebilen karaciğer yetmezliği ile sonuçlanabilecek ani gelişen bir hepatite neden olabilir.

HEPATİT B KRONİK ENFEKSİYONUNUN TEDAVİSİ

Kronik hepatit B teşhisi konulan birçok hasta teşhisin konulduğu zamanlarda tedaviye ihtiyaç duymamaktadır. Hastalar, uzun dönem boyunca da kendilerini iyi hissedeceklerdir fakat hastalıkla bir ilerleme olup olmadığını belirleyebilmek için doktor kontrollerinin aksatılmaması gereklidir.

Genellikle oluşan bu durumun yanı sıra, bazı hepatit B hastaları virüsün aktivitesini sınırlayabilmek ve karaciğerdeki hasarın ilerlemesini durdurmak için tedaviye ihtiyaç duyabilirler. Bu durumda uygulanacak olan tedavi ilaç tedavisidir. Bu tedavinin amacı, hastanın yaşam kalitesini arttırmasının yanı sıra hastalığın siroz, karaciğer hastalığının son aşaması olan hepatosellüler karsinom ve ölüm gibi sonuçlara ilerlemesini engellemektir. Bahsi edilen bu komplikasyonlar doğrudan viral yük olarak bilinen kandaki virüs miktarı ile ilişkilidir.

Çoğu insanda virüsün bazı genetik materyalleri karaciğer hücrelerinde kalır ve bu yüzden virüs, hastanın vücudundan tamamen temizlenemez. Fakat günümüzdeki çoğu vakada anti viral tedaviler ile bu tür virüs seviyeleri çok düşük düzeylerde tutulabilmektedir. Virüs çok düşük seviyelere baskılanırsa karaciğer fonksiyon testlerinin normale döndüğü görülecektir. Tedavi sonucu karaciğerin durumu iyileşek ve komplikasyon riski azalacaktır.

Nadiren virüs kanda belirlenemez kişi hepatit B yüzey antijeni testinde negatif olur. Bu kişiler genellikle çok iyi hissederler fakat virüs karaciğer hücrelerinde kalacağından komplikasyonların artması riskiyle karşı karşıya kalabilirler. Bu nedenle kronik hepatit B olmuş kişilerin yaşamlarının geri kalanını doktor kontrolünde geçirip testlerle takip edilmeleri gereklidir.

KRONİK HEPATİT B TEDAVİLERİ

Günümüzde kronik hepatit B için iki tip ilaç tedavisi kullanılmaktadır.

Bu tedavilerden ilki interferonlardır. İnterferonlar, vücudun bağışıklık sistemi tarafından viral enfeksiyonla savaşması için doğal olarak üretilen proteinlerdir. Tedavi ya pegile interferon alfanın haftada bir kez ya da standart interferon alfanın haftada üç kez hastanın vücuduna enjekte edilmesini gerektirir. Hepatit B hastalarının çoğu interferon tedavisi ile vücutlarındaki virüsü temizlerler. İnterferonla tedavinin dezavantajları olarak enjeksiyon ihtiyacı olması ve yoğun yan etkilerin olmasını gösterebiliriz.

İkinci ilaçla tedavi yöntemi ise nükleosit ya da nükleoid analoglarıdır. Bunlar, virüsü üreyemez şekilde bırakmak için virüsün DNA kopyalarını yaparken kullandığı normal yapı taşlarının taklidini yapabilen sentetik kimyasallardır. Nükleositler kandaki virüs miktarını önemli derecede düşürebilirler. Bu grupta çok sayıda ve birçok çeşitte ilaç vardır. Bu ilaçların tamamı tablet şeklinde, oral yolla vücuda alınır. Nükleositlerin problemi, kendilerine karşı direnç gelişebilmesidir. Viral DNA mutasyona uğradığından dolayı virüs ilaçtan etkilenmemeye başlar. Virüs hızlıca direnç geliştirmeye başlar ve tedavi artık etkili olmadığından dolayı hasta, yeniden hastalanmaya başlar. Bu riski en aza indirebilmek için tedaviye dirence yol açma ihtimali en düşük olan nükleositlerle başlanılması daha iyi olacaktır.

TEDAVİYE BAŞLAMA

Karaciğeriniz anlamlı bir şekilde hepatit B enfeksiyonu yüzünden hasar görüyorsa, doktorunuz size tedaviyi tavsiye etmeye başlar. Tedavi protokolleri, tedaviye başlama kararının temel olarak üç kritere dayandığını bildirmektedir:
EASL Kılavuzu hastaların şu zamanlarda tedavisinin düşünülmesini tavsiye eder:
Tedavi bulguları kişinin yaşı, sağlık durumu ve bulunduğu ülkedeki anti-viraller dikkate alınarak yapılmalıdır.

Bu aşamada tedavi almayan hastalar, ciddi sağlık problemleriyle karşı karşıya kalabilirler. Tedavinin uygulanmadığı durumlarda kronik hepatit B hastalarının üçte biri zamanlar karaciğer sirozu veya karaciğer kanserine yakalanmaktadırlar. Bu gibi durumlarda kişi sadece karaciğer nakli ile hayatına devam edebilir. Günümüzde, kronik hepatit B hastası olan kişilerin %15-25'inin karaciğer hastalıklarından öldüğü öngörülmektedir.

Bazı durumlarda ise kronik hepatit B hastalarına tedavi önerilmemektedir. Tedavi önerilmemesinin nedenleri, tedavinin faydalı olacağı kişiler kategorisine girmemeleri ya da özel sebepler olabilir. Örneğin, interferon alfa; siroz, otoimmün hastalık bulgusu olan ve kontrolsüz ciddi depresyonda olan hastalarda kontra endikedir.

Tedaviye başlamayacak olan hepatit B hastaları, ileride tedaviye ihtiyaç duyabileceklerinden dolayı enfeksiyonda herhangi bir değişiklik olup olmadığını öğrenmek için düzenli olarak doktor kontrolünde olmalıdırlar. Bunun yanı sıra sağlıklı bir yaşam tarzı takip edip bağışıklık sistemlerinin virüsle savaşmasına yardımcı olmalıdırlar.

HEPATİT B TEDAVİSİNİN YAN ETKİLERİ

Herhangi bir ilaç tedavisinde olduğu gibi, hepatit B tedavilerinde de yan etkiler rapor edilmelidir. Hepatit B tedavisinin yan etkileri genellikle hafiftir ve basit tedavilerle bu yan etkiler ortadan kaldırılabilir. Fakat yan etkiler çok şiddetli ise bu sizin tam doz almanızı, hatta tedavinizi durdurabilir. Kontrolünüzü düzenli yaptırmanız, tedavide bir gelişme olup olmadığını kontrol etmeniz ve bazı ilaçların yan etkisi olup olmadığını öğrenmeniz gereklidir. Yan etkilerin türü ve sıklığı kullandığınız ilaca göre değişiklik gösterebilir. Yan etkiler yüzünden tedaviyi bırakmak istediğinizde önce doktorunuza danışınız. İlaçları bırakmak veya tekrar başlamak tedavinizi zor hale getirebilir.

En yaygın interferon yan etkileri nelerdir?
En yaygın nükleosit/nükleotit analogları yan etkileri nelerdir?
İLAÇ TEDAVİSİNİ ALMA

İlaç tedavisinde doktorunuzun verdiği talimatları izlemeniz önemlidir. Bir dozu almayı unutursanız, hatırladığınızda mümkün olduğu kadar çabuk almaya çalışınız ve aksattığınız dozun telafisi için asla iki doz almayınız. İlaç dozlarını sıklıkla aksatmak hastalığınızın kontrol edilme ihtimalini azaltır ve tedavi sonuçlarını tehlikeye atabilir.

Tedavi, genellikle uzun süre devam eder. İnterferonla tedavi hastalığa göre 24-48 hafta arası sürebilir. İstenilen sonuca ulaşmadan tedaviyi bitirmek hastalığın yeniden nüksetmesine neden olabilir. Doktorunuzla konuşmadan tedavinizi asla durdurmayınız.
" } ] }